ÜCRETLİLERDE VERGİ İNDİRİMİNDE (VERGİ İADESİ) SAHTE İLE GEÇERSİZ BELGE AYRIMI VE YAPTIRIMLAR

Çalışanların her yılın sonunda heyecanla bekledikleri ve son değişimle birlikte adı Ücretlilerde Vergi indirimi olan, ama 20 yılı aşkın süredir halk arasındaki yaygın adıyla hala Vergi iadesi olarak anılan döneme girdik.
Çalışanlar bu ayın son gününe kadar toplayacakları vergi indirimine esas belgeleri her yıl olduğu gibi bu yılda Ocak ayının 20.gününe kadar işverenlerine teslim etmek zorundalar.

Biz bu yılda konuya çalışanlar yani İnsan Kaynakları boyutuyla bakmak ve bazı önemli noktalara çalışanlarımızın dikkatini çekmek istiyoruz.
İşletmelerde Vergi iadesini 1984 yılında kdv uygulamasının başlamasıyla birlikte yaşama geçti. Yani yukarıda da belirttiğimiz gibi Vergi iadesi 20 yılı aşkın bir süredir çalışma yaşantımızda var.
Başladığı yıllarda her ay ödenen ve iadeye esas belge kapsamı da son derece geniş olan vergi iadesinin giderek kapsamı daraltılarak ödemeleri yıllığa dönüştürüldü ve uygulama çalışanlar yönünden cazibesini büyük ölçüde yitirdi.
Aslında yıllardır her sene kaldırılması da gündemde olan Vergi İadesi sayesinde çalışanlar yıl boyunca topladıkları belgelerle denetim yönünden Devlet’e önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Bu nedenle kaldırılması yönündeki görüşlere katılmadığımız hemen belirtmeliyiz.
Bu arada uygulama yıllığa dönüştükten sonra gerek çalışanların belge düzenini sağlaması ve gerekse işverenlerin kendilerine verilen denetleme görevi yönünden ortaya ciddi sorunlar çıkmaktadır.
Kimi çalışanlar geçerli belgelerle geçersiz belgeleri birbirinden ayırmak konusunda gereken özeni göstermedikleri gibi ne yazık ki kimi çalışanlarımızda belge toplama konusunda güçlük çeken çalışanlara sahte belge temin eden kötü amaçlı kişilerin tuzağına düşmektedirler. Bu tür belgeleri kullanmanın oldukça ağır yaptırımları var buna yazımızın sonunda değineceğiz.
Ancak dilerseniz biz öncelikle GEÇERSİZ ve SAHTE belge arasındaki ayrımı ortaya koyalım.
Öncelikle Vergi iadesine konu olabilecek ana harcama kalemleri bellidir. Bunlar beş ana gurupta toplanmaktadır.
Bunlar ;

  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • GİYİM
  • GIDA
  • KİRA
  • giderleridir.
    Konuya belge yönünden baktığımızda ise Vergi Usul Kanunu açısından bir belgede bulunması gereken nitelikler nelerse vergi iadesine esas olacak belgelerde de aynı nitelikler aranmaktadır. Bu arada vergi iadesinde kullanılabilecek belgeler
    FATURA
  • SERBEST MESLEK MAKBUZU
  • PERAKENDE SATIŞ FİŞİ
  • ÖDEME KAYDEDİCİ CİHAZ FİŞİ (Yazar kasa fişi)
  • olmalıdır.
    Buradan hareketle artık bir belgeyi geçersiz kılan faktörlere bakabiliriz.
    a) Belgenin niteliği yönünden:
    Her şeyden önce bir belge taşıması gereken niteliklere sahip olmalıdır demiştik. Yani Kullanacağımız belgede İş yerinin unvanı, adresi ,vergi dairesi, belgenin seri no su ve tarihi, maliye onayı gibi özellikler mutlaka bulunmalıdır.
    Bunun dışında yapılan alımın muhteviyatı, birimi ve tutarı ayrıca kdv oranı ile tutarı da mutlaka açık ve okunaklı olarak belgede yer almalıdır. Bu nitelikleri taşımayan yada kısmen[1] taşıyan belgeler geçersiz olacaktır.
    b) Belgenin Muhteviyatı yönünden:
    Yukarıda belirttiğimiz konuların dışında Vergi iadesinde kullanılacak belgenin içeriği de geçerli olup olmaması bakımından önem arz etmektedir. Buna somut bir örnek verecek olursak kişinin vergi iade dönemi içinde geliri ile doğru orantıda olmayacak derecede abartılı tüketime ilişkin bir belge kullanması bu belgenin iptali sonucunu doğurabilecektir.
    Yine düzenlenmiş belgenin Gelir ve Kurumlar vergisine tabi olmayan kurumlardan alınmış olması geçersiz olması sonucunu doğuracak ve belgenin iptali gerekecektir. Bunun dışında bir belgede hem geçerli( gıda vb.) hem de geçersiz (tekel ürünleri vb.) kalemlerin yer alması koşulunda geçersizlerin iptal edilerek sadece geçerli kalemlerin vergi iadesine konu edilmesi gerekmektedir.
    Özetle Vergi iadesine konu edilecek belgelerin geçersiz olarak değerlendirilmemesi bakımından şekil ve içerik yönünden yasaya uygun olması gerekmektedir. Aksi halde bu tür belgeler iptal edilecektir.
    Geçersiz belgenin vergi iadesine konu edilmesi koşulunda İşverenlerimizce yapılan kontroller neticesinde bu belgelerin iptaline gidilerek, hesaplamalar yeniden yapılmakta ve geçersiz belge kullanan çalışanlara herhangi bir yaptırım uygulanmamaktadır. Üzerlerinde yer alan bilgiler gerçek ve geçerli olmalarını gerektirecek şekildedir.
    Burada iyi niyet kuralları çerçevesinde çalışanların geçersiz belgeleri mevzuat bilmemelerinden ya da sehven kullandıkları öngörüsü hâkimdir.
    Ancak sahte belge kullanımında durum değişmekte ve olay farklı boyut kazanmaktadır. Bu kez İşveren çalışanın İş ilişkisin temel unsurlarından olan doğruluk, ve bağlılık ilkelerine aykırı davrandığını öngörmekte ve olay hukuksal bir süreç kazanmaktadır.
    Sahte Belgeler :
    Bu süreç öncesinde dilerseniz biraz SAHTE belge kavramı üzerinde duralım. Öncelikle sahte belge ne demektir?
    Sahte belge ilk bakışta gerçeğinden ayırt edilemeyen ve tüm özellikleri ile gerçeğinin aynı özellikleri taşıyan ve fakat aslında gerçek harcamaları yansıtmayan düzmece harcama belgeleridir. Uygulamada naylon tabiri ile de anılan bu belgeler karşımıza Fatura ve Yazar kasa fişi olarak çıkmaktadır.
    Fatura sahteciliği daha kapsamlı bir çalışmayı gerektirdiğinden sahteciler daha kolay olan Yazar kasa Fişi eylemine girişmektedirler. Bu nedenle karşımıza daha ziyade sahte fişler çıkmaktadır. Bunları amatör bir gözle gerçeklerinden ayırt edebilmek gerçekten zordur. Çünkü bunlar da normal yazar kasalardan çıkmaktadırlar ve gerek nitelik gerekse de nicelik yönünden gerçeğe son derece uygun olarak düzenlenmektedirler.
    Sahteler nasıl ayırt edilebilir?
    Sahte fişleri diğerlerinden ayırt edebilmek konusunda ilk dikkat edilecek husus bunların blok halde kullanılmalarıdır. Çünkü bilindiği üzere yazar kasada bir sınır söz konusudur. Hal böyle olunca da birden çok ve seri halde pek çok fiş düzenlenmektedir.
    Bu fişler genellikle yıl sonu gelmiş olmasına rağmen hala son derece yeni ve hiç bozulmamış (cebe girmemiş, el değmemiş) durumdadırlar. Seri numaraları ve kesildikleri saatler birbirinin peşi sıradır. Bunlar farklı kuruluşlara ait olsalar da genellikle aynı yazar kasadan basıldıkları için yazı karakterleri birbirinin aynı olmaktadır.
    Bazı sahteciler acemice hatalar yaptıklarından bunların sahte belgeleri daha kolay anlaşılmaktadır. Mesela çok büyük super marketlerin fiş ve faturalarını taklit etmeye kalkışmakla birlikte şekil yönünden başarısız olduklarından bunlar kolaylıkla ayırt edilebilmektedir.
    Bunun dışında bazı sahteciler mali konularla ilgili olmadıklarından İşyeri ve içerik konusunda basit hatalar yapabilmektedirler. Gerçek olmayan adresler, vergi daireleri, veya işyerinin faaliyet konusu ile ilgisi olmayan tuhaf harcama kalemleri bu hatalara örnek gösterilebilir.
    Son olarak ta bu tür belgeler bir işyerinde birden çok çalışanın zarfından çıkmaktadır. Hal böyle olunca kontrol yapanlar bunları ayırt etmekte zorlanmamaktadırlar.
    Evet, Sahte belgelerle ilgili bu tespitlerimizden sonra bu belgeleri kullanan çalışanları bekleyen bazı tehlikelerden söz ederek konumuzu tamamlayalım.
    Yaptırımlar :
    Vergi iadesinde sahte ve yanıltıcı belge kullanmanın çalışanlar yönünden ciddi olumsuzluklar doğurabilir. Her şeyden önce” bu belgeleri bilmeden aldım ve kullandım” gibi bir savunmanın kabul görmeyeceğini hemen hatırlatmak isteriz.
    Bu tür belgeleri kullanmanın adli yönden soruşturmaya uğranılarak suçun sabit görülmesi halinde 6 aydan 3 yıla kadar hürriyeti bağlayıcı cezaya uğramak gibi çok ciddi bir yaptırımı söz konusudur.
    Bunun dışında aynı eylem İş sözleşmesinin işveren tarafından HAKLI nedene dayanılarak feshi sonucunu da doğurmaktadır.
    Yazımızı bu konuda verilmiş bir yüksek mahkeme kararı özetini sizlerle bir kez daha paylaşarak tamamlayalım.
    ‘‘vergi iadesinde, gerçeğe aykırı belge kullanılarak, Maliye’den işveren aracılığıyla haksız kazanç sağlanması, İş Kanunu’nun kapsamında yer alan, doğruluk ve bağlılığa uymayan hali oluşturduğundan, işverene hizmet sözleşmesini tazminatsız feshetme hakkı doğar.’’[2]

[1] Burada kısmen sözcüğünden kastımız örneğin bir Faturada diğer tüm özellikler mevcut iken tarihinin okunmaması ya da kimin adına düzenlendiğinin belli olmaması gibi koşullar da belgenin iptalini gerektirecektir.
[2] Yargıtay 9.Hukuk dairesi 20 Mart 1998 Tarih ve E.1998/27, K.1998/5649 sayılı karar