FAZLA MESAİ ÜCRETE DAHİL OLUR MU?

Çalışma hayatımızda öteden beri tartışmalı olan konulardan biriside işçinin yaptığı fazla mesainin karşılığı olan tutarın esas ücretine dahil olması konusudur.

 

Esas itibarı ile İş kanunumuzda yer almayan böyle bir uygulamanın iş sözleşmelerine konuya ilişkin maddeler konularak içtihada kazandırılması Yargıtayımızın konuya ilişkin kanaatimizce bazı hatalı kararlarından kaynaklanmaktadır.

 

Her şeyden önce işçi işe alınırken fazla mesai yapıp yapmayacağı ya da ne kadar fazla mesai yapacağı önceden bilinmemektedir. Bu durumda işçi o ay fazla mesai yapmazsa önceden tespit edilmiş fazla mesaisi içinde olan ücretinden indirim mi yapılacaktır? Bir başka deyişle işçinin ücreti fazla mesai yaptığı veya yapmadığı ya da bir miktar fazla mesai yaptığı aylarda farklılık mı arz edecektir. Bu İş kanununun ücretten indirim yapılamayacağı ilkesine de ters düşmektedir.

 

Yargıtayımız süreç içersinde fazla mesai ile ilgili verdiği kararlarda değişikliğe gitmiştir. Örneğin işyerinde yönetici konumunda olan işçinin mesai çizelgelerini kendisinin düzenleyeceği gerekçesi ile önceleri fazla mesai talep edemeyeceği görüşünde olan Yüksek Yargı bu görüşünden zamanla vaz geçmiş ve bu konudaki kriterlerini genişletmiştir. Bu konuya ilişkin bir Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararı özeti aşağıda yer almaktadı

 

“ Bu işyerinde mutfak bölümünde görev yapan ve görevi mutfak şefi olan davacının bu tür bir şirkette üst düzey bir yönetici olduğunu ve mesailerini kendisinin tanzim ettiğini kabul etmek, doğru değildir. Görevi gereği emrindekilerin mesai çizelgelerini tanzim eden davacının, mesai çizelgelerinden kendisine yer vermemesi fazla mesai yapmadığı anlamına gelmediği gibi, bu alacağı talep hakkı olmayacağı sonucunu da doğurmayacaktır. Davacının işyerinde birim amirinin olduğu, bu birim amiri tarafından denetlendiği, dolayısı ile mesailerini kendisinin belirlemediği sabittir. Davacının işyerinde fazla mesai yaptığı ve ücretinin davalı işveren tarafından ödenmediği, bu ödenmeme nedeni ile davacının iş sözleşmesini feshinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/e maddesi uyarınca haklı nedene dayandığı anlaşıldığından, davacının fazla mesai ücret alacağı ve kıdem tazminatının kabulü, karşı dava ihbar tazminatı isteğinin ise reddi gerekir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.”[1]

 

Şimdi diğer bir konuya üst düzey yöneticinin fazla mesai ücreti talep edip edemeyeceği konusuna bakalım. Aslında Yüksek yargı bu konuda verdiği kararlarda başta son derece katı davranarak her somut olayı farklı değerlendirmeyip genel kararlar vermiştir. Ancak süreç içersinde işçinin işyerindeki konumu ve organizasyonel yapıyı da göz önüne alarak farklı kararlar verdiğini görmekteyiz. Bu konuya ilişkin bir Yargıtay kararı da aşağıda sunulmaktadır.

 

“ İşyerinde en üst düzey konumda çalışan işçinin görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir yönetici ya da şirket ortağı bulunması durumunda, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.”[2]

 

Son olarak da konumuza başlık oluşturan fazla mesai ücretinin esas ücrete dahil olup olamayacağı konusuna değinelim. Yargıtay başta da belirttiğimiz gibi öncelikle iş sözleşmelerinde bu konuya ilişkin madde bulunması koşulu ile ve işçinin ücret bordrolarında ihtirazi bir kayıt bulunmaksızın imzasının olması(yapılan mesailer bordroda gözükecek) koşulunda yıllık 270 saate kadar olan fazla mesainin ücrete dahil olduğunu kabul etmekte ancak bu konuya kendi deyimiyle “ sınırlı” olarak değer vermektedir.

 

“ İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Günlük çalışma süresinin 11 saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağını ve zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.” [3]

 

Kanımızca yukarıdaki yargı kararında yer alan bu “sınırlı değer verme” konusu yeterince açık olmalıdır. Ülkemizde istihdam konusunda yaşanan sıkıntılar ortadayken işçiler sözleşmede yer alan böyle bir maddeye çoğu kez işe alınmayacağı kaygısı ile okumadan dahi imza atabilmektedir.

 

Ayrıca işçinin ücret tutarına bakılmaksızın 270 saate kadar olan fazla mesai tutarının ücretine dahil olduğunu kabul etmek yukarıda sunduğumuz yüksek ücretli yöneticiye dahi kimi koşullarda fazla mesai ödenebileceğine ilişkin kararlarla açıkça ters düşmektedir.

 

Dileriz ki diğer konularda olduğu gibi bu konuya ilişkin içtihatta da  ilerleme kaydedilir ve süreç içersinde adilane sonuçlar üreten kararlara ulaşabiliriz.

 

[1] Y.H.G.K. E.2008/9-774 K.2008/785 T. 24.12.2008

[2] Y.9.H.D. E.2009/636 K.2010/36856 T. 09.12.2010

[3] Y.9.H.D. E.2011/6489 K. 2011/ 17921 T. 14.06.2011