İşyeri kazaları ve sorumluluk bilmecesi üzerine

Ülkemizde işyeri kazaları can almaya devam ediyor. Başkentimiz Ankara’nın OSTİM Organize sanayi bölgesinde geçen hafta meydana gelen 2 ayrı patlama ve yangın sonucu ölenlerin sayısı bu yazıyı kaleme aldığımız tarihte ne yazık ki 20 kişiye yükseldi.

 

Olayın ardından daha önceki benzer olaylardan alışkın olduğumuz gibi yine kamuoyunda sorumluluk konusu tartışılmaya başlandı. Bu arada patlamaların hemen akabinde açıklama yapan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ.Melih Gökçek Organize sanayi bölgelerinde Belediyelerin denetim yetkisi olmadığını ve dolayısı ile de kendilerinin bir sorumluluğu olmadığı bilgisini verdi.

 

Bu olayın bize hemen hatırlattığı 2008 yılında İstanbul Davutpaşa’da meydana gelen benzer bir hadiseydi. Hatırlanacağı gibi söz konusu olayda bir iş merkezinde kaçak olarak havai fişek imalathanesi vardı ve bu kaçak imalathanede meydana gelen patlama sonucunda 23 kişi yaşamını yitirmişti.

 

Aradan geçen 3 yılda hala sorumluluğun kimlerde olduğu konusu aydınlanmadı ve bu konuda bizim bildiğimiz kadarıyla yargı önünde hesap veren kişi ya da kurum yok. Bu olayın sonrasında da tıpkı şimdi olduğu gibi sorumluluk karmaşası yaşanmış ve kuruluşlar yaygın deyimiyle “topu birbirlerine” atmışlardı.

 

Aslında biz ülkemizde meydana gelen her türlü İş kazalarında benzer davranışlarla ve açıklamalarla karşılaşıyoruz. Yine hatırlanacağı gibi geçen yıl bir birbiri peşi sıra meydana gelen maden kazalarında da onlarca işçimizi kaybetmiştik.

 

Bu kazalar sonrasında genellikle maden sahipleri ve/veya işyeri yetkilileri yargıya sevk edilir ve olay taksirli suç kapsamında değerlendirilerek sorumlu olarak gösterilenler küçük cezalarla kurtulurlar. Oysa konunun idare yani kamu ile ilgili olan sorumluluk boyutu hiçbir zaman gündeme gelmez.  Başka bir deyişle Devletin bu kazalarla ilgili her şeyden önce Anayasamızdan ve yasalardan kaynaklanan sorumluluğu göz ardı edilir.

 

Bakın OSTİM felaketi sonrasında bir dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı da yapan ve Tuzla tersaneler bölgesindeki kazalarla ilgili ilginç yaklaşım ve açıklamalarından da tanıdığımız Devlet Bakanı Faruk Çelik neler söylemiş;

” Devlet nereden bilecek kaçak merdiven altı bir işlem yaptığını” diyen ÇELİK şöyle devam etti  “ Türkiye ‘de 1 Milyon 180 bin işletme var. Kayıt dışını da ilave ederseniz buna, bu yalnız bakanlığın kuracağı birimle olacak bir şey değil. Vatandaş bu ülkenin vatandaşı değil mi? Ben kimseyi aklamak ve suçlamak için söylemiyorum.  Vatandaş ihbar etmeli ihbardan sonra bu iş olmamışsa tamam idare sorumlu olur. İdareye ne denirse haklı olur”[1]

 

Yani Sayın Bakan bu ifadesi ile Devletin denetim sorumluluğunu bir yana bırakıp bu görevi vatandaşa yüklüyor şayet ihbar olmazsa herkes kaçak işyeri açıp bu tür felaketlere sebep olabilecek bu felaketlerden de Devlet değil ihbarda bulunmayan vatandaş sorumlu olacak.

 

Tabi burada bizim yaptığımız sadece bu gazete haberinden yola çıkarak bir yorum. Belki de Sayın Bakan böyle söylemek istememiş olabilir. Çünkü bizde Sayın Bakan da biliyoruz ki Türkiye ‘de işyeri kurmak ve açmak Yasa ve yönetmelikler gereği hiç de kolay değil.

 

Öncelikle bir işyerinin kurulması ve faaliyete geçmesi öncesinde ülkemizdeki mevzuat gereği izlenmesi gereken bir prosedürler zinciri var. Hele sanayiden sayılan ve Gayri sıhhi işletmeler sınıfına giren bir işyeri kurmak istediğinizde bu prosedür daha da zor ve meşakkatli bir süreç gerektiriyor.

 

Gerçektende ülkemizde herhangi bir işyeri kurmanın işyerinin faaliyet alanına göre Vergi, Sosyal Güvenlik, İş Kanunu, Belediyeler Kanunu,  gibi kanunlar ve Valilik ile emniyet yönünden bildirim ve müsaade yükümlülükleri vardır.

 

Şimdi dilerseniz Çalışma Bakanlığı ve Belediyeler tarafından verilecek İşletme belgesi ve Ruhsat konusu ile Gayri sıhhi işletme kavramını açalım.

 

İşletme Belgesi nedir, hangi kuruluşlar için zorunludur: (*)

 

10 ve daha çok işçinin çalıştığı sanayiden sayılan işyerleri

 

Tehlikeli kimyasal maddelerin üretildiği kullanıldığı ve depolandığı işyerleri

 

İnşaat, maden işyerleri ile taşocaklarının durağan işyerleri işletme belgesi alınması gerekli iş yerlerdir.

 

İşveren, işletme belgesi almak için dilekçe ile Bölge Çalışma Müdürlüğüne başvurur.

 

İş müfettişleri gerekli incelemeleri yapar, uygun sonuç verirse İşletme Belgesi düzenleyerek işyerine gönderir.

 

İşyeri Ruhsatı nedir hangi kuruluşlar için zorunludur:

 

Bu ruhsatı sanayi, tarım ve diğer işyerleri ile her türlü işletme almak zorundadır.

 

Ancak;

 

1.sınıf gayri-sıhhi işletmeler

 

Turizm teşvik yasası kapsamına giren turizm işletmeleri

 

Yakıcı, parlayıcı, patlayıcı tehlikeli maddelerle çalışan işyerleri ile oksijen LPG dolum ve depoları, doğrudan dağıtım merkezleri, akaryakıt istasyonları, taş ve kum ocakları ve benzeri iş yerleri için farklı bir prosedür geçerlidir.

 

Belediye sınırları ve mücavir alan içinde kalan yerlerde belediyeler( 2.ve 3.sınıf gayri sıhhi işletmeler için B.şehir belediye başkanlığı, sıhhi ve öteki işletmeler için B.şehir belediyesine bağlı yerel belediyeler ruhsat vermeye yetkilidir.)

 

Bunun dışında kalan yerlerde valilik ve kaymakamlıklar yetkilidir

 

Çalışma Bakanlığınca iş mevzuatına göre verilmesi gerekli işletme belgesi verilmemiş işyerlerine belediyeler veya diğer ilgili makamlarca da açılma izni verilemez.

 

Gayri sıhhi işletme ne demektir:

 

Çevresinde bulunanlara biyolojik, kimyasal, fiziksel,  ruhsal veya toplumsal yönden az ve çok zarar veren veya zarar verme olasılığı olan ve doğal kaynakların kirlenmesine neden olabilecek işletmeler “olarak tanımlanır.

 

Görülebileceği gibi her şeyden önce Sanayiden sayılan işyerlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından İşletme belgesi alma zorunlulukları var. Bu belgeye sahip olmayan bir kuruluşa Belediyeler açma ruhsatı da veremez. Çünkü Bu belgeden amaç kurulan işletmenin İş sağlığı ve güvenliği bakımından her türlü şartı yerine getirmiş olup olmadığının onayıdır. Elbette ki İş sağlığı güvenliği koşullarını yerine getirmemiş kuruluşlara bu belge verilmez. İşletme belgesi olmayan kuruluşlarında faaliyeti mümkün değildir.

 

Şimdi bu açıklamalardan sonra konumuzun başına dönüp sorumluluk kimde sorusunu yineleyelim  dilerseniz.  Bu trajik olayların yaşandığı işletmelerin Sanayi türünden ve gayri sıhhi işletmeler olduğu konusu tartışmasızdır.  O halde bu işletmelere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca İŞLETME BELGESİ ve İlgili Belediyece RUHSAT verilmiş midir? Bu soruların yanıtı bulunduğunda sorumluluk konusu karmaşa olmaktan kolaylıkla çıkar kanaatimizce.

 

Ayrıca bu işletmelerin Bakanlıkça ve ilgili Belediyece belgelendirilmemiş olması da idarenin kusurunu ortadan kaldırmaz. Yani Sayın Bakanın söylediği gibi bu kuruluşlar sadece vatandaşın ihbarıyla harekete geçmez. Kendi görev ve sorumlulukları gereği yapacakları rutin denetimler sonucunda kaçak çalışanları tespit eder ve faaliyetlerini durdururlar.

 

Sonuç olarak ülkemizde meydana gelen benzer işyeri ve iş kazalarında idarenin kusuru asla sorgulanmamakta ve ihmali olan kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili herhangi bir yasal işlem yapılmamaktadır. Meydana gelen olaylar işyeri özeline indirgenmekte ve işyeri sahip ve sorumluları hakkında davalar açılıp mağdur yakınları ve kamuoyu vicdanı rahatlatılmaya çalışılmaktadır.

 

Olması gereken ise elbette ki İşyeri sahipleri ve yöneticilerinin ihmali söz konusu ise bunlar hakkında dava açılması ancak denetim görevini yerine getirmeyen idare hakkında da dava açılarak sorumluların cezalandırılmasıdır.

(*) Bu konudaki yönetmelikde değişiklik yapılarak işletme belgesi alması gereken kuruluşların kapsamı aşağıdaki gibi olmuştur.

 

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 3/9/2008 tarihli ve 26986 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sanayi, Ticaret, Tarım ve Orman İşlerinden Sayılan İşlere İlişkin Yönetmelik ekinde yer alan sanayiden sayılan işlerin yapıldığı, elli veya daha fazla işçi istihdam edilen işyerlerini kapsar.

 

(2) Bu Yönetmelik hükümleri; aşağıda sayılan yönetmeliklerin kapsamında yer alan işyerlerine uygulanmaz:

 

  1. a) 23/12/2003 tarihli ve 25325 sayılı Resmî Gazete’de yayımlananYapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği,

 

  1. b) 21/2/2004 tarihli ve 25380 sayılı Resmî Gazete’de yayımlananYeraltı ve Yerüstü Maden İşletmelerinde Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği,

 

  1. c) 22/2/2004 tarihli ve 25381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlananSondajla Maden Çıkarılan İşletmelerde Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği.

[1] 6 Şubat 2011 tarihli Habertürk gazetesi sayfa 10