12 Eylül Döneminde Re’sen Emekliye Sevkedilen Kamu Görevlilerinin Özlük Hakları

14 Kasım 1981 tarih ve 17514 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2559 sayılı Kanun ile 5434  Emekli Sandığı Kanunu’na eklenen geçici maddeler ile devlet memurlarının re’sen emekliye sevk edilebilecekleri hüküm altına alınmış idi.

Söz konusu dönemde bir çok devlet memuru genç sayılabilecek yaşlarda idare tarafından re’sen emekliye sevk edilmiş, aslında almaları gereken ücret tutarından daha düşük bir oranda emekli maaşı ile hayatlarını sürdürmeye çalışmışlardır.

Seneler sonra Anayasa Mahkemesi, Antalya eski Valisi Güngör Aydın tarafından Danıştay 11. Dairesi’nde açılan davada  Anayasaya aykırılık iddiası ile söz konusu maddeyi incelemiş ve 2009/33 Esas, 2010/78 Karar 3.6.2010 tarihli kararı ile 5434  Emekli Sandığı Kanunu’na 13.11.1981 günlü, 2559 sayılı Yasa’nın 4. maddesiyle eklenen Ek Geçici Madde 16’nın (madde numarası teselsül ettirilmiştir) Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi iptal kararına dair gerekçesinde “5434 sayılı Yasa’nın 40. maddesinde Emekli Sandığı iştirakçilerinin zorunlu yaş haddi, istisna tutulanlarda 60, diğerlerinde 65 yaşın doldurulduğu tarih olarak belirlenmiş olduğu halde itiraz konusu kuralla, yirmi fiili hizmet yılını veya ellibeş yaş ve on fiili hizmet yılını dolduran iştirakçileri, sınırlı süreli de olsa idarenin resen emekliye sevk edebilmesi düzenlenmiş, bu koşullara sahip olanlar arasından resen emekliye sevk edilecek kişilerin belirlenmesinde herhangi bir ölçüt getirilmeyerek inisiyatif tamamen idareye verilmiştir.

Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine göre düzenlemelerin açık, öngörülebilir ve sınırlarının belirli olması, keyfiliğe neden olabilecek uygulamalara yol açmaması gerektiğinden, resen emekliye sevk edilecek kişilerin belirlenmesinde yetkiyi tamamen idareye bırakan kuralın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı açıktır. Ayrıca, yasa ile esasları belirlenmeden, çerçevesi çizilmeden idareye yetki verilmesi yasa ile düzenleme anlamına da gelmez.” Hükmüne yer vermiştir.

Bunun dışında 1982 Anayasasında 12.12.2010 tarihli referandum sonrasında gerçekleşen değişiklikle 12 Eylül döneminde yapılan tasarruflara karşı dava açılamayacağına ilişkin geçici 15. madde hükmü kaldırılmıştır.

Gerek yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi Kararı ve gerekse de geçici 15. maddenin yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte hiçbir somut ve objektif esasa dayanmadan idare tarafından re’sen emekliye sevkedilen kamu görevlilerinin özlük hakları kapsamında uğradıkları zararların tazmin edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.  Çünkü, söz konusu kamu görevlileri eğer re’sen emekli edilmeselerdi o zaman aldıkları emekli maaşından daha yüksek bir maaş alacaklar ve yaş haddinden dolayı emekli olduklarında ise şu anda aldıklarından daha fazla bir emekli maaşı kendilerine bağlanacaktı.

Sonuç olarak keyfi nedenlerle re’sen emekliye sevkedilen kamu görevlilerinin çalışmış oldukları idareye müracaat ederek özlük haklarını faizi ve günümüze uyarlanmış şekliyle iadelerini talep etmeleri, idare tarafından red cevabı verilmesi halinde konuyu yargıya taşımalarında fayda bulunduğu kanaatindeyiz.

Dipnot:

[1]http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetayV3&Date=24.10.2010&ArticleID=1025230